Bireysel başvuru, kanun yolu öngörüldüyse bu yollarının tamamının tüketildiği tarihten, idari ve adli başvuru yolu öngörülmediyse ihlalin tarihinden itibaren 30 gün içinde yapılmalıdır. Bu süreyi aşan başvurular başka bir inceleme yapılmaksızın reddedilir. Süreler nihai kararın tebliği öngörüldüyse tebliğ tarihinden, tebliğ şartı öngörülmediğinde başvurucunun kararın içeriğini kesin olarak öğrenebildiği tarihten başlar.
12 Eylül 2010 tarihinde halkoylaması ile 1982 Anayasası’nda mühim değişiklikler yapılmış ve bu değişiklikleri içeren 5982 sayılı Kanun kabul edilmiştir. Adı geçen kanunun bilhassa 148 ve 149. Maddeleri ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru sistemi yerleştirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 5. Maddesinde “Devletin temel amaç ve görevlerini, “Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.” olarak belirlemiştir. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru yolu anayasa yargısının bir parçası olarak kabul edilmiştir.
Bireysel başvuru, temel hak ve özgürlükleri kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmali nedeniyle ihlal edilen bireylerin diğer başvuru yollarını tükettikten sonra başvurdukları istisnai ve ikincil nitelikte bir hak arama yolu, bir dava türü ve son hukuki çaredir. Kişiler, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kapsamındaki birinin ihlal edilmesi durumunda Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilirler.
Bireysel Başvuru yoluyla hak arama yolu sonuçları itibarıyla diğer hak arama yollarından farklıdır. Bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesinde ihdas edilmesinin nedeni, öncelikle Anayasada güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin ihlali gerçekleşmişse ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmaktır. Ayrıca; verilen bireysel başvuru kararlarının etkisiyle hakların ihlal edilmesini hak ihlali gerçekleşmeden önlemektir. Bireysel başvuru kural olarak kamu gücü işlemlerine karşı yapılır. Dolayısıyla bireysel başvuruda kamu gücü karşısında korumasız durumdaki bireyin haklarının garanti altına alınması temel amaçtır. Peki, hangi tür kamu gücü işlemleri aleyhine bireysel başvuruda bulunulabilir? Kamu gücü kullanan Devlet tüzel kişiliği içinde yer alan yasama, yürütme ve yargı organları ve bu organlara bağlı olan merciler ile yerinden yönetim (belediyeler) kuruluşlarının ihlale neden olduğu ileri sürülen işlemlerine karşı bireysel başvuruda bulunulabilir. Tüm idare ve yargı mercileri İnsan hakları ihlallerinin önlenmesi hususunda öncelikli görevlidirler. Bu nedenle söz konusu şikâyetlerin Anayasa Mahkemesine intikal ettirilmesinden önce ilgili mercilerin bu ihlalleri gidermeleri beklenir.
Bireysel başvuru, ek bir istinaf ya da temyiz yolu değildir. Kanun yolunda ortaya çıkan her türlü hukuka aykırılığın giderilmesi değil, ancak Anayasa’da işaret edilen haklardan birinin ihlal edildiği iddiası, bireysel başvuruya konu olabilmektedir. Bu haklar, yaşama hakkı, işkence ve eziyet yasağı, zorla çalıştırma yasağı, kişi hürriyeti ve güvenliği, hak arama hürriyeti, suç ve cezaların kanuniliği, özel hayata, aile hayatına, konut ve haberleşmeye saygı, düşünce, din ve vicdan hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, toplantı ve örgütlenme hürriyeti, mülkiyet hakkı, serbest seçim hakkı, temel hak ve hürriyetlerin korunması, eğitim ve öğretim hakkı ve ödevi, eşitlik ve etkili başvuru hakkı bu kapsamda sayılabilecek haklardandır ve bireysel başvuruya konu edilebilirler.
Anayasa ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’a göre, kamu gücünün bir işlemi nedeniyle “Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin” ihlal edildiğini iddia eden “herkes” bireysel başvuru hakkına sahiptir. Ayrıca, yabancılara tanınan haklarla sınırlı olarak yabancılar da bireysel başvuruda bulunabilirler. Dernekler, vakıflar, ticari ortaklıklar gibi özel hukuk tüzel kişileri de örgütlenme hürriyeti, hak arama hürriyeti, mülkiyet hakkı gibi sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilirler.
Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Şartları
Şekli Şartları
Başvuru formuna aşağıdaki belgelerin asılları ya da onaylı örneklerinin eklenmesi gerekmektedir:
Başvurucu ihlal iddiasına dayanak gösterdiği belgeleri başvuru formu ekinde sunmakla yükümlüdür. Başka bir anlatımla, başvurucu Mahkemeyi ihlal iddiasının gerçekliği konusunda ikna etmek yükümlülüğü altındadır ve bunun için de iddiasını ispata yarayan belgeleri başvurusuna eklemek zorunluluğundadır. Ne var ki, başvurucunun dayandığı belgeler bir resmî kurumun elinde bulunuyor ve başvurucu bunları temin için her türlü hukuki girişimlerini yapmasına rağmen bu bilgi ya da belgeler kendisine verilmiyorsa, başvurucunun bunlara erişememe nedenlerini delilleri ile birlikte formda belirtmesi gerekmektedir. Mahkeme, başvuruyu sonuçlandırmak için belirtilen bilgi ya da belgelerin temin ve incelenmesinin gerekli olduğuna karar verdiği takdirde ilgili kurum ya da kuruluştan söz konusu bilgi ve belgeleri resen talep edebilir.
Maddi Şartları
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Süresi
Anayasa mahkemesine 23.09.2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlara karşı başvurulabilir. Bu tarihten önce kesinleşen kararlara karşı yapılan başvurular zaman yönünden yetkisizlik nedeniyle ret edilmektedir.
Bireysel başvuru, kanun yolu öngörüldüyse bu yollarının tamamının tüketildiği tarihten, idari ve adli başvuru yolu öngörülmediyse ihlalin tarihinden itibaren 30 gün içinde yapılmalıdır. Bu süreyi aşan başvurular başka bir inceleme yapılmaksızın reddedilir. Süreler nihai kararın tebliği öngörüldüyse tebliğ tarihinden, tebliğ şartı öngörülmediğinde başvurucunun kararın içeriğini kesin olarak öğrenebildiği tarihten başlar.
Olağanüstü kanun yollarına yapılan başvurular, anayasa mahkemesine başvuru öncesinde tüketilmesi gereken yollardan olmadığından başvuru sürecine etki etmezler.
Başvuru tarihi başvurunun yapıldığı tarihtir. Başvurucu 30 günlük süreyi mücbir sebep veya haklı sebeple kaçırırsa mazeretin ortadan kalktığı tarihten itibaren 15 gün içinde başvuru formu ekleri ve mazereti belgeleyen delillerle birlikte başvuru yapabilir. Mazeret haklı görülürse başvuru hakkında kabul edilebilirlik incelemesi yapılabilir.
Bireysel Başvuruda Anayasa Mahkemesi Hangi Kararları Verilebilir?
Anayasa Mahkemesi; Genel Kurul, iki Bölüm ve altı Komisyondan oluşmaktadır.
Komisyonlar kabul edilebilir veya kabul edilemez kararı verir ya da oybirliği sağlanmadığını belirtir ve başvuru dosyasının Bölümlere gönderilmesine karar verir.
Komisyon kabul edilebilirlik kararı üzerine Bölümlere esas incelemesi yapar ve temel hakkın ihlal edildiği veya edilmediği yönünde iki şekilde karar verebilir.
Komisyonların kabul edilebilirlik incelemesi yapmadan bölümlere sevk ettiği başvurularda bölümler öncelikle kabul edilebilirlik incelemesi yapar.
Kabul edilebilirlik şartını taşımayan başvurular başka bir inceleme yapılmaksızın ret edilir. Kesin niteliktedir.
Kabul edilebilirlik kararını kural olarak Komisyonlar tarafından verilir.
Bölümler esas incelemesi sırasında kabul edilebilirliğe ilişkin bir engelin varlığını saptarsa esas incelemesi hangi aşamada olursa olsun kabul edilemezlik kararı verebilir.
Mahkeme, feragat, takipsiz bırakma gibi başvurunun sürdürülmesi için haklı bir sebep olmadığını düşünürse düşme kararı verebilir.
Anayasa Mahkemesi, kamu işlemi, eylemi, ihmali ile temel hakkın ihlal edildiğini tespit ederse, önce bu ihlalin giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek olup olmadığına karar verir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar yoksa başvurucu lehine uygun bir tazminata hükmedilebilir. Tazminat miktarının belirlenmesi ayrıntılı bir incelemeyi gerektiriyorsa Bölüm kendisi konuyu karara bağlamadan genel mahkemelerde dava açılması yolunu da gösterebilir. Yeniden yargılama hukuki bir gereklilikse anayasa mahkemesi başvuru dosyasını ilgili mahkemeye gönderir. İlgili mahkeme, Bölümün ihlal kararında açıklandığı ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde yeniden yargılama yapar.
Bölümler ve Komisyonlarca verilen kararların birer örneğini başvurucuya, Adalet Bakanlığına ve diğer ilgililere tebliğ edilir. İhlal söz konusu olduğunda ve yeniden yargılanma kararı verildiğinde kararın bir örneği ihlale neden olan kararı veren mahkemeye de gönderilir. Başvurucunun temsilcisi veya avukatı varsa, tebligatlar onlara yapılacaktır.
Bölümler ve Komisyonlarca verilen kabul edilebilirlik ve esasa ilişkin kararlar kesindir, bunlara karşı itiraz yolu kapalıdır. Buna rağmen itiraz talep edildiğinde mahkeme sekretaryasınca verilen kararın kesin olduğunu belirten bir yazı verilir. Ancak başvurunun idari yönden reddine ilişkin kararlara karşı bu kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. İtirazlar Komisyonlarca karar bağlanır.
Anayasa Mahkemesi (AYM)
Anayasa Mahkemesine Bireysel BaşvuruAnayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Şartları
Çalışma alanı ağırlıklı olarak Anayasa Mahkemesi'ne Bireysel Başvuru, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Bireysel Başvuru, İcra İflas Hukuku, İş Hukuku, Vergi Hukuku, Ceza Hukuku, İdare Hukuku, Kadastro Hukuku olmak üzere hukukun bütün alanlarında avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedir.